23 Haziran 2024 Pazar

Euro 2024 Notları & Türkiye: 0 - Portekiz: 3

 

Maçla ilgili herhangi bir okumayı Montella'nın kadro tercihlerinden bağımsız olarak yapmak imkansız. 4 gün önce kazanan ve ivmeyi arkasına almış bir kadrodan 3 değişiklik yapmak çok iddialı bir hamle ve sonucu da böyle olduğunda eleştirilmesi elbette çok doğal. Kağıt üstünde bakıldığında değişikliklerin ikisinin mantıklı bir gerekçesi var gibi gözüküyor; Leao'yu karşılamak için Mert yerine Zeki daha iyi bir seçim, geçiş hücumlarında kanattan üreticilik açısından Kerem Kenan'a kıyasla daha tecrübeli olabilir. Arda-Yunus'un ise oyun olarak elbette açıklanır bir tarafı yok ancak hocanın demecine göre sakatlık sebebiyle dinlendirildi.

Aslında ilk gole kadar sahadaki oyun oldukça pozitifti. Savunmada sağlam duran, rakibe fazla pozisyon vermeyen, çıkışlarda basit hata yapmayan bir görüntü; hücum planı olarak ise geriden uzun toplarla orta sahayı doğrudan geçip kaleye kanatlar üstünden inmeye çalışma. Bu plan işledi de, Portekiz'in topla oynama oranı daha yüksek olsa da rakip ceza sahasında daha fazla tehlike üreten takım Türkiye'ydi. Topu tamamen rakibe veren bu kurguda kanatların etkili kullanılması önemliydi, buradaki üretime destek vermek adına dizilişte santrforda olsa da Barış'ın da zaman zaman çizgiye geldiğini gördük. Nitekim 21-27 arası 6 dakika arayla gelen iki gol oyunun akışını tamamen bozdu ve takım da buna hiç iyi bir cevap veremedi, bunda ikinci golün yenilme şeklinin getirdiği moral çöküntüsünün de etkisi oldu mutlaka. 2-0 sonrası oyunun tamamen kopması sebebiyle iki taraf adına da taktiksel olarak konuşulacak pek bir şey yoktu, Portekiz geri kalan 60 dakikayı nerdeyse hiç efor sarf etmeden ve üstüne 1 gol daha atarak tamamladı, Türkiye ise skorun getirdiği psikolojik durum ve de puan almanın gruptan çıkma konusunda şart olmamasının akıllarda olmasının getirdiği rahatlıkla neredeyse hiçbir reaksiyon vermedi, puan durumu açısından böyle bir rahatlık olmasaydı ve bu maçtan puan (veya averaj arttırma) gerekseydi gerekli reaksiyon gelebilir miydi, orası da şüpheli.

Arda'nın sakatlık/yorgunluk durumunun detaylarını bilmiyoruz ancak sağlıklı olduğu zaman ilk 11'e yazılacak ilk isim olması gerektiği ve hatta oyunun tamamen onun üstünden kurgulanması gerektiği aşikar. Arda gibi profillerin oyuna etkisi doğrudan dizilişle ve oyun kurgusuyla açıklanamıyor, oyunun tamamen sıkıştığı noktada bir ara pasla veya Gürcistan maçında olduğu gibi ceza sahası dışından hiç beklenmeyen bir anda çekilen şutla maçın gidişatını çok hızlı bir şekilde değiştirebiliyorlar. Potansiyelini tam olarak değerlendiremediğimiz bir diğer oyuncu ise Barış. İki maçta da ileride çok etkisiz kaldı, nitekim henüz tek bir isabetli şutu yok. Ondan en iyi verimi almanın yolu da sağ açıkta kullanmaktan geçiyor, tıpkı Gürcistan maçının ikinci devresinde olduğu gibi.

Skorlar her ne kadar çok farklı olsa da, takımın iki maç performansı arasında aslında ciddi farklar yok. Ne Gürcistan maçında muhteşem bir oyun vardı, ne de bu maçın 2-0'a kadarki kısmında çok kötü bir oyun ancak iki maçtan da çıkarılacak çok sayıda ders var. Çekya maçı hem oyun olarak bu derslerin ne kadar alındığı yönünde hem de takımın turnuva içi kötü bir sonuca verdiği reaksiyonu gözlemlemek adına önemli bir test olacak. Özellikle ikinci hususta olumlu bir sinyal almamız uzun vade için de çok kıymetli olacaktır, nitekim son iki büyük turnuvadaki takımlarımız bu konuda sınıfta kalmıştı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder