30 Eylül 2016 Cuma

Yeni Sezon || Darüşşafaka Doğuş


Gelenler: Brad Wanamaker, Daris Bertans, Adrien Moerman, Birkan Batuk, James Anderson, Will Clyburn, David Blatt

Gidenler: Samet Geyik, Reggie Redding, Doğuş Özdemiroğlu, Milko Bjelica, Jamon Gordon, Manuchar Markoishvili, Serhat Çetin, Emir Preldzic, Oktay Mahmuti

Kadro:

PG: Wanamaker - Wilbekin - Ender - Mehmet
SG: Anderson - Birkan
SF: Clyburn - Bertans
PF: Moerman - Harangody - Dudley - Metin
C: Slaughter - Furkan - Semih

Yenilenen görünümüyle Darüşşafaka Doğuş şüphesiz hazırlık döneminin en etkileyici takımlarından biriydi. Yaptıkları 10 maçtan -yaklaşık +15 fark ortalamasıyla- namağlup ayrılmaları bir kenara, birkaç oyuncunun performansına endeksli kalmayıp süre alan tüm parçaların katkı verdiği bir yapı oluşturduklarının altını çizmekte fayda var.

Geçtiğimiz yıl şişkin ve verimsiz kadroyla geçen başarısız bir sezonun ardından Darüşşafaka Doğuş projesi hakkında çoğu insanın gözünde kaçınılmaz olarak olumsuz bir imaj oluşmuştu. Eldeki maddi kaynakların kaliteye dönüşemediği, bir türlü heyecan uyandıramayan projenin yeniden hayata dönmesi için çok radikal bir değişim gerekiyordu ve David Blatt'in takımın başına getirilişi bu ihtiyaç duyulan değişimi sağladı. Blatt'in görevine 1 Haziran gibi erken bir tarihte başlaması kadronun daha sağlıklı bir şekilde yapılandırılmasına yardımcı oldu ve Eurobasket gibi Eylül ayının çoğunu işgal eden bir turnuvanın olmaması da sezon başlamadan takımın kaynaşması için yeterli süreyi verdi. Bu yaz 5'i yabancı olmak üzere 6 yeni oyuncuyu kadroya katmasına rağmen saha içindeki uyumu yakalamış ve 60 maçı aşacak Euroleague - Lig maratonuna hazır bir Darüşşafaka Doğuş var.

TAKIM

Yenilenen kadronun dinamiklerini incelemeye başlarken değinmemiz gereken ilk nokta Blatt'in oyuncu seçimlerinde birden fazla pozisyonda oynayabilecek oyuncuları tercih etmiş olması. Wanamaker'ın 1-2, Bertans'ın 2-4, Moerman'ın 3-5, Birkan'ın 2-3, Anderson'ın 2-3, Clyburn'ün 2-4 aralıklarında süre aldığını gördük hazırlık maçlarında, bu durum alan paylaşımı -hepsinin 3 sayı tehditi var- ve switch'lerde oldukça faydalı oldu Daçka adına. Oyunun iki tarafında da durağanlığın bu sayede aşılmış olduğunu söyleyebiliriz. Ribaundun ardından hücuma hızlı çıkmaya çalışıyorlar ve guardların haricinde Anderson, Clyburn, Bertans gibi topu yarı sahaya taşıyabilecek oyuncularının olması da bunu yapmayı kolaylaştırıyor. Bu üçlünün aynı zamanda savunma çıkışlarında köşelere doğru koşuları yaptıklarında Wilbekin ve Wanamaker tarafından beslendiklerine ve erken şutları atmakta tereddüt etmediklerine tanık olduk. Set hücumunda da hareket kesilmiyor ve doğru spacing sayesinde skor imkanları artıyor. Burada da topsuz alanda Moerman'ın weakside cut'ları en çok göze çarpan detay oldu, sayısız kolay basket imkanı buldu bu sayede. Ofansif olarak bahsedilebilecek negatif not ise net bir playmaker ve saha içi lideri eksikliği. Wanamaker ve Wilbekin boş adamı bulma konusunda yeterli olsalar da öncelikli oyun tarzlarının bu olmadığını biliyoruz. Şu ana kadar bu eksikliğin bir probleme dönüştüğü görülmedi, hatta bütün parçaların katılımıyla asist/saha içi isabet oranı da oldukça yüksek bir seviyede. Bu soru işaretinin üzerini çizmek için sezon içindeki maçları, bu maçların içinde de özellikle geri düşülen anlardaki reaksiyonları gözlemlemek lazım. Malum hazırlık döneminin çoğunda maçları 3. çeyrek bitmeden kopardıkları için kriz anlarında neler yaptıklarını izleme fırsatımız olmadı.

Takım genelindeki savunmaya bakmamız gerektiğinde hücumdaki aktifliğin burada da devam ettiği söylenebilir. Doğru ve yerinde baskı, yardımların gecikmemesi, 1'e 1'de zafiyet gösterme potansiyeline sahip oyuncu bulunmaması, 5 numarada defansif olarak üst seviyede 2 oyuncuya sahip olunması ve tabi ki esnek kadronun getirdiği bol switch imkanı Darüşşafaka'yı rakipler açısından zorlayıcı bir takıma dönüştürüyor. Rakamlara bakıldığında Furkan'ın olağanüstü performansı sayesinde her maçta rakibinden daha fazla hücum ribaundu çeken bir Darüşşafaka var ancak verilen hücum ribaundları fazlaca ikinci şans sayısına dönüştü ve şu anda savunmanın zayıf karnı olarak gözüküyor. Belli sekanslarda da -özellikle pick&roll'da- iletişim eksikliği yaşandığını belirtmekte fayda var ancak daha ilk resmi maçına çıkmamış bir takım için bu durum oldukça anlaşılır.

KISA ROTASYONU

Bu bölgede uzunlara oranla daha az alternatif olduğu için ana rotasyondaki oyuncuların istikrarını koruması Darüşşafaka'nın hedeflerine ulaşması açısından çok kritik. Özellikle Blatt'in EL maçlarında Birkan ve Ender'e ne kadar forma şansı tanıyacağı şüpheli olduğu için 1-2-3 rotasyonunda geriye 5 temel oyuncu kalıyor: Wilbekin, Wanamaker, Anderson, Clyburn ve Bertans.

Wilbekin: Ana kısa rotasyonun geçen seneden kalan tek parçası olan Wilbekin, büyük bir sürpriz olmazsa bu sezon kenardan gelecek. Hala birden çok defosu olmasına rağmen saha içi azminin oldukça yüksek olması onu önemli hale getiriyor, bu sene sorumluluğunun azalacak olması belki daha verimli olmasını sağlayabilir. Asist rakamlarındaki gelişim geçen sene usage rate'i 27.1 olan -EL genelinde 10.- bir oyuncu için çok kritik, halen yanlış seçimlerle tempoyu sekteye uğratma potansiyeline sahip olsa da ilerleme kaydediyor bu konuda. Dakikalarının miktarını belirleyecek en önemli nokta ise muhtemelen 3 sayı yüzdesi olacak. Geçen sene %35'le oynamıştı yay gerisinden, hazırlık maçlarında da deneme konusunda tereddüt etmedi -p&r çıkışlarında, el üstü- ancak güvenilir bir noktaya geldiğini söylemek zor.

Savunma tarafında daha iyi bir noktada olduğunu söyleyebiliriz. Geçen yıl sahada olduğu dakikalarda takımının defensive rating'ini 7 puan aşağı çeken (101.9-108.9) Wilbekin'in en azından oyununun bu kısmını zafiyet olmaktan çıkarması mühim. Belli pozisyonlarda karar verme aşamasında sıkıntılar yaşasa da aktif elleri ve üst düzey çabasıyla rakip 1 numaraları rahatsız edebilir.

Wanamaker: Hazırlık maçlarına baktığımızda etkileyici performanslar listesinde Wanamaker'ın adını saymamız zor. Genel olarak bu dönemi ikinci viteste geçtiğini söyleyebiliriz, her ne kadar Fenerbahçe maçında ortalamanın üstünde oynayıp Zadar Turnuvası'nın MVP'si seçilse de. Hücumdaki yelpazesi oldukça geniş, penetre-pas-şut üçgenindeki dengeyi oldukça iyi kuruyor. Bu özelliği sayesinde topu teslim etme konusunda Wilbekin'e oranla daha güvenli bir ele dönüşüyor, yukarıda bahsettiğim kriz anlarında sorumluluk alacak kişi konusunda olağan şüphelilerden biri. Daçka'nın sezon içinde nereye kadar gidebileceğinde onun performansı kritik noktalardan biri olacak.

Anderson: Soru işaretlerinin yoğunlaştığı isim. Blatt'în kendisine tanımlayacağı rolü net olarak bilemediğimiz için performansına hayal kırıklığı demek ağır kaçabilir ancak beklentilerin altında kaldığı da bir gerçek. İyimser pencereden yaklaşırsak kendisinin kalburüstü bir şutör olduğunu, isolation'da etkili olabildiğini ve atletizmi sayesinde savunmaya katkı verebildiğini söyleyip gösterdiği performansı formsuzluğa bağlayabiliriz. Kötümser pencereden baktığımızda kadrodaki isimler arasında en bulanık rol tanımına sahip isim olduğunu belirtip bu durumdan etkilendiğini savunabiliriz. Sezonun ilk 2-3 haftası sonrasında hangi pencereden bakmaya devam etmemiz gerektiğini öğreneceğiz.

Clyburn: Transfer döneminde rol adamı, yardımcı karakter olarak lanse edilmesine karşın beklentilerin çok üstüne çıkmayı -Anderson'un aksine- başardı Clyburn. Skor opsiyonu olarak ilk sıralarda görülmese de eline fırsat geçtiğinde bu fırsatları oldukça iyi değerlendirdiğini söylemek lazım. Topu domine etmeden yüzdeli attığı bir üçlük tehditi ve atletizm-fizik kombinasyonu sayesinde efektif olabildiği penetresinin yanı sıra post-up'tan skor üretme kabiliyeti var. Savunmada da 1 numaraları savunma görevi alabildiğini -Bertans'la birlikte- gördük. Muhtemelen sürelerinin çoğunu 3 numaradan alacak ancak Blatt'in uzun beşleri tercih ettiği anlarda 2 numarada da gayet verimli olabilir.

Bertans: Ana rotasyonda istikrar konusunda en çok güven veren isim. Her maçta kendisinden en azından minimum seviyede verim alabileceğinizden emin olduğunuz türden oyunculardan. Yay gerisinde öldürücü bir silah -geçen sezon 3.0 3PTM, %49- ritm bulduğunda çok rahatça 3-6-9 saymaya başlıyor. Kendisine hazırlanan screen çıkışlı catch&shoot'lar haricinde kısaların penetrelerine doğru konumlanmayı başarıyor, böylece sıkça şut imkanı buluyor. Uzun kolları ve yüksek oyun IQ'su sayesinde kalburüstü bir savunmacı olduğu için ideal bir 3 and D oyuncusu olarak tanımlayabiliriz Bertans'ı. 3 and D'nin üzerine çıkıp tavanını delmesi için boyalı alandaki bitirişlerini daha sağlam yapması ve elit bir pasör olmasa da en azından saha görüşünü bir tık geliştirmesi lazım.

Kısa rotasyonunda tahmini süre dağılımı


UZUN ROTASYONU

Darüşşafaka'nın kalabalık ve bir o kadar soru işaretleriyle dolu rotasyonu. Moerman - Slaughter ikilisi kağıt üzerinde tamam ama derinlikte sıkıntı yaşamayacaklarının garantisi yok. Blatt'in 'to do list' tahtasındaki maddelerin çoğunu bu rotasyonla ilgili problemler oluşturuyor muhtemelen.

Moerman: Geçtiğimiz yılın BSL sayı ve ribaund kralı olarak Darüşşafaka Doğuş'a gelen Moerman, takımın geçtiğimiz yıl kanayan yaralarından biri olan uzun forvet pozisyonunda temel sorumluluğu üstlenme beklentisiyle sezona giriyor. Moerman'dam Banvit'teki rakamlarını devam ettirmesini beklemek elbette hayalcilik olur ancak Daçka'da top kullanma miktarı azalsa da verimliliğini koruyabilmesi olumlu bir not. Her ne kadar top kullanımı düşse de Harangody hariç 4 numarada yedeğinin olmaması ve diğer pozisyonlardan 4'e kayabilecek oyuncu sınırlılığı -belki Bertans- Moerman'ın saha içindeki rolünün üst seviyede kalacağının göstergeleri. Clyburn ve Bertans'a benzer bir şekilde kötü gününde dahi takıma zarar vermeyen ve minimum katkıyı sağlayan bir karaktere sahip olması önemli. Kendisi hakkında cevaplanmayı bekleyen soru ise daha önce 3 farklı Fransız takımıyla Euroleague oynasa bile çeyrek final -hatta F-4?- hedefine sahip olan bir takımın ilk beş oyuncusu olma yükünü kaldırıp kaldıramayacağı olacak.

Harangody: Çok ön plana çıkan bir defosu olmamasına rağmen aynı zamanda sahaya getirdiği ekstra bir özelliğinin de olmaması Harangody'i totalde ortalama bir oyuncu haline getiriyor. Savunmadaki sertliği ve orta mesafe şutunu koruması şu noktada yeterli olacak Daçka için. Her ne kadar aşağıdaki tabloda kendisine 14 dk. versem de beklentim Moerman'ın EL maçlarında 26-28 dk. seviyelerinde süre alması ve Blatt'in olası small ball beşlerinde Bertans'ı 4'e kaydırmasıyla Harangody'nin sürelerinin 10 dakikanın altına ineceği yönünde.

Slaughter: 31 yaşına gelmesine rağmen savunmadaki görevlerini üst düzey bir şekilde yerine getiriyor ve hücumda da fırsat doğdukça atletizmi sayesinde çember etrafında iyi bitirişler yapabiliyor. Bu noktada kendisi hakkında altı çizilmesi gereken nokta aldığı süre ile verimliliği arasındaki ters nokta olacaktır. Özellikle savunmadaki enerjisinden -pick&roll'da switch, çember koruyuculuğu- maksimum seviyede yararlanabilmek için -Furkan'ın da sergilediği iyi performanstan alınacak güvenle- dakikalarının maksimum 20 seviyesinde kalacağını tahmin etmek zor değil. Blatt, Furkan-Slaughter ikilisini pota altında birlikte de denedi kimi sekanslarda ancak uzun vadede devam ettirilebilir bir projeye benzemiyor doğrusu.

Furkan: Galatasaray dönemindeki form grafiğini tekrar yakaladığını görmek sevindirici. Fazla süre alamadığı NBA deneyimi ve başarısız Daçka sezonunun ardından iyi yapabildiği şeyleri tekrar sergilemeye başladı. Kimi zaman ezberlere takılsa da üst düzey bir pick&roll oyuncusu. Ribaundlara, özellikle hücum ribaundlarına çok konsantre -son 4 hazırlık maçında OR/TR oranı 20/40-. Savunmada da sahada olduğu dakikalarda Slaughter'ın eksikliğini aratmıyor. Henüz olgunlaşmamış bir orta mesafe şutu var, o konuda da ilerleme kaydedip istikrarı sağlarsa oyuncu olarak bir üst seviyeye çıkacak. Eğer normal sezonda da bu çizgisini korursa Blatt'in rotasyonda elini oldukça rahatlatacağı bir gerçek.

Semih: Kendisi hakkında yaklaşık 8 yıldır aynı şeyler yazılıp çiziliyor. Aklını basketbola verdiğinde verimli ama vermezse problem var falan filan. Blatt'in hiç bunlarla uğraşmayıp kendisini pivot rotasyonun 3. sırasına koyması sürpriz olmaz.


Uzun rotasyonunda tahmini süre dağılımı

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder