27 Kasım 2022 Pazar

Dünya Kupası Notları & Arjantin: 2 - Meksika: 0

 


'Arjantin bu maçı kaybetmesi halinde turnuvaya veda edecek.'. Son 33 maçını kaybetmeyen, Dünya Kupası'na istim üstünde gelen bir takımın gruptaki 2. maçı öncesi duymayı bekleyeceğimiz en son cümleydi belki de bu. Turnuvanın bir noktasında Arjantin'in kırılma noktası yaşayacağı ve o noktada Messi'nin üstündeki spot ışıklarının her zamankinden daha parlak olacağı bekleniyordu ama bu noktaya bu kadar erken gelineceği kesinlikle tahmin edilmiyordu. Nitekim Suudi Arabistan karşısında alınan skor, Meksika maçını Arjantin adına ölüm kalım maçı haline getirdi. Yukarıdaki fotoğrafın bu kadar ikonik bir an olarak hafızalarda yer etmesi için tüm koşullar sağlandı: ilk maçını kaybetmiş ve ikinci maçında da büyük bir kriz yaşayan, hücum üretimi açısından hiçbir şey göstermeyen, turnuvaya vedanın kıyısında bir Arjantin ve kendilerini bir kez daha kurtaran kahramanları...

İlk devrede Arjantin adına söylenebilecek olumlu bir not neredeyse yok. 0 isabetli şut, ilk maçtan daha geriye giden bir oyun, oyun kurmak için yine derine inmek zorunda kalan bir Messi ve etrafındaki temposuz oyuncu topluluğu. %65 topla oynama oranına rağmen oyunun temposuna yön verememeleri bir kenara çıkışlarda yaptığı basit top kayıplarıyla felaket bir ilk devre geçirdi Arjantin. Sahada böylesine işlemeyen bir plan varken pas oyununda ısrar etmek yerine geriden uzun vurup önde topa basma da denenebilirdi, tabi bu plan için Martinez-Di Maria-McAllister üçlüsü ne kadar doğru bir üçlü, şüpheli. Nitekim ön taraftaki personel değişikliğinden sonra Arjantin'in oyunu (elbette skoru da almanın katkısıyla) çok daha dinamik bir şekle evrildi, Polonya maçında ilk 11'de ciddi değişiklikler bekleyebiliriz. Messi için yazılacak çok bir şey yok. Saha içindeki oyunu bir kenara bırakıp hikayelere odaklanmak istersek, son Dünya Kupası'nı oynayan Messi'den daha güzel bir hikaye bulmamız çok zor. Tamamen kitlenmiş bir maçta ceza sahası dışından çok zor bir şutu çok kolay göstererek gole çevirmesi gibi olaylar da hikayenin yavaştan bir mite evrilmesini sağlıyor. Bu mitin son sayfasında ne göreceğimiz belirsiz ancak sonuca giden süreci izlemenin keyifli olacağı da şüphesiz.

Meksika'ya gelecek olursak, Tunus'la birlikte ilk iki maçlarını bitiren 16 takım arasında gol atamayan 2 takımdan biri oldular. Uzun süredir 2. turdan ötesine göremeseler de Dünya Kupası'na hep renk katan bir ülke olarak hatırlanır Meksika. Bu açıdan bakıldığında şu ana kadarki performanslarının hayal kırıklığı olduğunu söylemek mümkün. Olumlu taraftan bakacak olursak, kadro kaliteleri kendilerinden yüksek olan Polonya ve Arjantin'e yoğun bir tempo forse ederek maçları kendi istedikleri kıvama getirmeyi başardılar. Bu plan belki de bir tercihten ziyade bir zorunluluk, Lozano'nun ileride tek başına yalnız kaldığını ve gol atmak bir kenara pozisyona girmekte dahi zorlandıklarını göz önünde bulundurduğumuzda. Gruptan çıkma şansları halen var ama gidebilecekleri en ileri nokta yine 2. tur olacak gibi duruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder