26 Kasım 2022 Cumartesi

Dünya Kupası Notları & Fransa: 2 - Danimarka: 1

 


Danimarka'nın son Avrupa Şampiyonası'nın parlayan takımı olması ve Uluslar Ligi'nde Fransa'yı 2 defa yenmesi, bununla birlikte Fransa'nın turnuvaya Benzema, Kante ve Pogba'dan yoksun gelmesi D Grubu'nda Danimarka'nın olası liderliğini bir sürpriz değil oldukça olası bir ihtimal yapmıştı. İlk maçlar sonrasında bu hava bir nebze de olsa değişti, Danimarka Tunus karşısında çok etkisiz kaldı, Fransa ise Avustralya'yı sürklase ederek sadece grubun değil aynı zamanda turnuvanın da favorilerinden biri olduğunu hatırlattı. 

Bu maça gelirken oluşan puan durumu gruptaki son maçlara gidilirken avantaj yakalamak adına Danimarka adına beraberlik ve mağlubiyet arasında bir fark bırakmamıştı. Dolayısıyla maçın başında olmasa dahi oyunun belli bir noktasında risk alabilecek bir Danimarka beklemek mümkündü. İlk devredeki oyunda Danimarka'nın asıl odaklandığı noktanın Mbappe ve Dembele'ye açık alan vermemek olduğu çok belliydi. Orta saha mücadelesinde Hojberg'in de etkisiyle üstün olan taraflardı, oyunu rakip sahaya yıkacak fırsatları da yakaladılar ancak geride alan verme çekincesi bu fırsatları değerlendirmelerinin önüne geçti. Golü bulmak için ana planlarını ise önde basarak Fransa'nın genç savunma hattından top çalıp kaleye hızlı gitme üzerine kurguladılar ancak pek bir sonuç alamadılar. Eğer yaklaşım bu ise bu oyun için Cornelius yerine Breithwate daha doğru bir seçim, nitekim ikinci devrenin başında da bu değişikliği yaptı Hjulmand. Geride üçlü savunmanın ortalama üstünde sayılabilecek performansıyla 60'a kadar 0-0'ı tutmayı başardılar ancak Mbappe'nin bir noktada fırsatlardan birini değerlendireceği çok belliydi ve bu 61'de oldu. Geri düştükten sonra oyunun geri kalanında ise Tunus maçı da dahil olmak üzere EURO 2020 Danimarka'sını sahada ilk defa gördük. Güzel bir korner organizasyonuyla skoru eşitlemelerinin yanı sıra tempoyu belirleme konusunda da direksiyonu ele aldılar 60-85 arasında. Bu noktada Hojberg'e ayrı bir parantez açmakta fayda var. Sadece belli bir sekansta değil maçın genelinde inanılmaz bir performans ortaya koydu, orta sahayı çekip çevirmesine ek olarak hem savunmada hem hücumda kendini gösterdi. O sahada olmasaydı Fransa golü çok daha erken bulabilirdi ve fark 1'den fazla olabilirdi. İlk iki maç sonucunda sadece 1 puanda kalsalar da, Avustralya karşısında kazanıp gruptan çıkmak için gerekli sinyalleri gösterdiler.

Fransa'ya gelecek olursak, bu takım artık Mbappe'nin takımı. Sakat yıldızların da etkisiyle takımı sırtlama görevi şu anda tamamen kendisinin üzerinde ve turnuvanın ilk iki maçında da bu görevi layığıyla yerine getirdi. Yıldız sakatlıkları sorununu da bir lanetten bir lütufa dönüştürmüş gibi gözüküyor Deschamps. Bol yıldızlı kadroda takım içi dengeleri kurmak için mikro müdahaleler yapmak zorunda kalan ve bu sebeple şampiyon olsa dahi sıkıcı futbol oynattığına dair eleştiriler alan Deschamps, şu anda ipleri tamamen Mbappe'nin eline bırakmış durumda ve olumlu giden bir şeyi de bozmak gibi bir hataya da düşmüyor. Fransa'nın net ve güçlü bir A planı var, Mbappe ve Dembele'yi kullanarak hızlı bir şekilde son çizgiye inmek. Bu plandan da kolay kolay sapmıyorlar, Avustralya maçında 1-0 geriye düşseler de, bu maçta 60'a kadar golü bulamasalar da hemen alternatif çözümleri aramak yerine plana sadık kaldılar ve nihayetinde sonuca ulaştılar. Bu skorla Fransa grup liderliğini son maçlar öncesi garantiledi, turnuvada ileri turları görmek açısından da ciddi bir ışık gösteriyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder