27 Ağustos 2011 Cumartesi

Eurobasket Günlüğü #10 (Üzerimizdeki Pası Attık)

Bugünkü seyirciye kapalı oynanan ve 74-72 üstünlüğümüzle biten Karadağ karşılaşması ile Eurobasket öncesi son maçımızı oynamış olduk. Peki Portekiz'le yapacağımız maça 4 günden daha az bir süre kala takımın hücumdaki durumu nasıl ?

İlk önce şunu belirtmek lazım ki; Spor Toto World Cup'tan sonraki süreçte üzerimizdeki pası attık. İzmir'deki turnuvada sayı ortalamamız -Ukrayna maçındaki uzatmayı hesaba katmazsak- 62.6 idi. Bu düşük ortalamayı geçtim, asıl can sıkıcı olan konu hücumdaki dağınık görünüm ve yanlış seçimlerdi. Almanya'daki turnuvada şut yüzdesini yine normal seviyelere çekemedik ama daha derli toplu hücum, herkesin topu doğru kullanması sevindiriciydi.

Ofansif olarak en önemli oyuncumuz Ersan, Hidayet ya da Ömer Aşık değil, kesinlikle ama kesinlikle Kerem Tunçeri. O oyunda olduğunda takımın daha düzenli oynadığını gördük. Hani Jason Kidd, Dallas için neyse Kerem Tunçeri de Türkiye için odur desem fazla ileriye gitmemiş olurum herhalde!

Ama madalyonun bir de öbür yüzü var. Kerem Tunçeri 40 dk sahada kalamıyor ve o oyundan çıktığında zorlama şutlar, gereksiz zorlamalar başlıyor. Ve maalesef ne Emir Preldzic ne de Hidayet Türkoğlu Kerem'in yaptığı işi yapamıyor.

Burada durumu düzeltmek tamamen Orhun Ene'nin elinde. Kerem'in saha içi liderliğinden yoksun bir beşte temponun düşmesine izin vermemesi gerekiyor çünkü tempo düştü mü Türkiye dağılıyor.

Pota altında ise Semih'in yokluğunda Enes'e çok iş düşecek. Özellikle Adidas Cup'taki performansıyla umut verdi Enes.  Top eline geldiğinde tecürbesizliğini çok net bir şekilde gösteren bir pota altı oyuncusundan yavaş yavaş vücudunu kullanmayı başaran, içeriyi domine etmeye hazır bir oyuncuya dönüşmesi çok önemli.

Ömer Aşık ise milli takımda, NBA'deki savunmacı kimliğinden kurtuluyor. Hücum düzenlerinde önemli bir oyuncu olan Ömer'in hücum ribaundlarındaki etkinlliğiyle ,boyalı alandaki sayı gücüne denilecek söz yok. Ancak oyunununda iki eksik göze çarpıyor. Faul çizgisindeki istikrarsız yüzdesi ve içeri yüklenirken topu aşağıya indirip, boy avantajını kullanamaması. Bu iki sorunu da halletti mi, Ömer'in, durdurulamaz bir silah olacağına şüphe yok.

Takımın geri kalanına teker teker değinmeye gerek yok. Özellikle son maçta tavan yapan 3 sayı yüzdesi, İspanya ve Litvanya gibi ekstra sayı arayacağımız maçlarda bize çok yardımcı olacak. Ama yine de sistemin uzunlar üzerinden işlemesi gerektiğini, pota altını kullanmadan maç kazanamayacağımızı hatırlatmakta fayda var.

Kubilay ARSLAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder