5 Eylül 2011 Pazartesi

Ne Geçmişi, Ne De Geleceği... Şimdiyi Düşüneceksin


Litvanya maçından sonra geri kalan iki maçla ilgili genel olarak yazılan yazılar, yapılan yorumlar şöyleydi: 'İspanya şöyle, o maç çok önemli, bir üst tura galibiyet taşımamız gerek, Gasol kardeşler vs. vs. Polonya mı? O maçı rahat alırız.' Hatta ben de bir önceki yazımda Polonya'ya iki cümle ile değinip, İspanya'yı daha çok yer vermiştim. 

Demek ki oyuncular da böyle düşünüyormuş. Kafaları Litvanya maçında mı kalmıştı, yoksa İspanya'yı mı düşünüyorlardı bilemem ancak Polonya maçında olmadıkları kesindi. Mental olarak yaşanan bu sıkıntı birçok şeyin zincirleme yaşanmasına ortam hazırladı. Oyun Polonya'nın 'uyutma' taktiğine uygun bir tempoda gitti, savunmada varlık gösterilemedi ve savunmayla bağlantılı olarak hücum üretkenliği sıfırdı.

Bu durumun en büyük kanıtı da faul atışlarından sonra yedğimiz fast-break'ler ve -özellikle 2.çeyrek sonundaki- çeyrek sonu performanslarımızdı.

Maalesef maç içinde yaşadığımız inişli çıkışlı oyunu bu kez maçtan maça yaşadık ve faturası çok ağır oldu.

Peki dünkü karşılaşmada sevinebileceğimiz hiçbir detay yok muydu? Elbette ki vardı. Özellikle İzmir'deki kötü performansından sonra günbegün üzerine bir şey koyarak oynayan Enes maç içindeki 'uyuyan' takımdan aykırı gösterdiği mücadele sevindirici oldu bizim açımızdan. Pota altında Ömer Aşık ile birlikte kendisini çok az görüyoruz ancak ikilinin aynı anda sahada olması düşüncesi bile korkutucu.

Ve tabi ki faul yüzdesi. İlginç bir şekilde kaybettiğimiz maçlarda faul çizgisinden daha başarılı oluyoruz. Portekiz-Britanya maçlarında yüzde 60'larda gezinen oran son iki maçta 80'lere çıktı. Keşke bu yüzdeler sonuçlara da etki etse, daha da keyiflensek...

Bugün Britanya-Polonya maçı var, Polonya kazandı mı eve, Britanya kazandı mı Vilnius'a gidiyoruz. Eğer bu maçta işler bizim açımızdan iyi giderse, İspanya maçı önem kazanıyor bir üst tura galibiyet taşıma açısından. Gasol-Fernandez oynamayacak söylentisi Polonya'nın kazanıp, bizim elenmemiz durumunda geçerli olacaktır. 

Umarım oyuncular dünden ders almışlardır da Büyük Britanya-Polonya maçının sonucunu değil, kendi maçlarını düşünüyorlardır.

Kubilay ARSLAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder